Covid aşısı olmayana hain diyen adam şimdi çıkmış hata yaptık diyor.
İklim kanununa evet demeyelim diyoruz.
Konuşan haindir deniyor.
Milletin dini değerlerine karikatürize edip gündem değişirken iklim kanunu meclisten geçiyor.
Parti vekilleri misiniz?
Salavatllarla kanun meclisten geçerken Kimi vekiller de mecliste bulunmuyor
Bu ülkeyi sevmek hainlik olunca hainlik vatanseverlik oluyor.
Şimdi düşünmeden hareket edemiyor insan.
İnsan düşünmeli.!!!
Düşünmeyen insan mıdır?
Leman dergisi ucube bir karikatür resmetmiş.
Atın üstünde Atatürk, yerde iki sakallı Arap.
O sakallı Arap’dan nasıl din çıkardınız?
Bunu nasıl başardınız?
Nasıl!
Alemlere rahmet gelen, köleyi kendiyle bir tutan, Allahtan başka ilah tanımayan, herkes hür akıllı insandır, barış dinini hazmetmiş ve anlamış fikri hür insandır diyen, Allah’a kul olan insana kul olmaz diyen, o yüce aklın sahibini nasıl yerde duran ucubeye benzettiniz.
Bunun iki sebebi var.
Ya safsınız!
Ya da size gösterilen hedefe koşan aklını keşfetmemiz insansınız.
Selam aleyküm diyen Muhammet,
Şelam Alayküm diyen Musa.
Başlarına bomba yağan da ümmet.
Öyle değil mi?
Öyle değil mi?
Düşünsenize!
Peygamberi karikatürize eden Leman dergisi değil, masum bebeklere bomba atan, faizci çetedir.
Düşünün.
“Erdoğan bizim için adeta Allah’ın vasıflarını üzerinde toplamış bir liderdir” denildi ses çıkarmadınız.
“Erdoğan bizim için peygamber gibi biridir” denildi ses çıkarmadınız!
Çıkardınız mı?
Bakara makara meselesini hiç konuşmuyorum bile!
Var mı sesi çıkan!
Atatürk masasında “sen tanrı gibi insansın” denildiğinde diyen adamı azarlamış masasından kovmuş adamdır.
Bu adama kafir dediniz.
Bir faniyi Allah gibi adam diyene ödül verdiniz.
Şimdi yine düşünün!
ASR suresinden aldığım yetkiyle sizi bir daha uyarıyorum.
Her türlü büyük günahları işleyin bizi ilgilendirmiyor.
Ama bizim inandığım Allah’a bir faniyi ortak etmeyin.
O zaman size saygı duymayız.
Ceza evlerinden sapıkları, tacizcileri, karısına sermaye gözüyle bakan müptezelleri çıkarttınız, siyasileri cezaevlerine doldurdunuz.
Bunun adına da hukuk diyorsunuz.
Burada hukukun üstünlüğü kalmıyor üstünlerin hukuku oluyor.
O zaman da hukuk üstünlerin elinde fahişe oluyor.
Ve siz Leman dergisi üzerinden Müslümancılık oynarken, üzerinde tartışılmadan konuşulmadan milletin haberi olmadan, milletin düşünürleri ile bilgileri bu meseleyi tartışmadan iklim kanunu mecliste neden geçirdiniz.
Ne vardı bu iklim kanununda?
Hemen ertesinde O Papa ile ne görüştü?
Bunları neden yapıyorsunuz?
Devlet aklı falan demen.
Devlet aklı olan ülkede 10 gündür canım ciğerim ormanlar yanmaz.
Orman Bakanlığı ne iş yapar?
Vatan koruduğun zaman vatan olur.
Yaktığın zaman değil.
Anlatabildik mi?
İstiyorsunuz ki kontrollü muhalefet olsun, bize biat etsin.
Etsin etsin de farklı fikir olmaz, her söylenene evet diyen sürü olursa millet nasıl olur?
Ümmetin ihtilafında rahmet vardır diyen peygamberi anlasanız da çizgi ile uğraşmasanız olmaz mı?
Peygamber sevmek öyle seviyorum demekle olmaz.
Peygamber doğaya sahip çıkmayana beddua etmiştir.
Buna sünnetullah demiştir.
Yani sünmetullah sakal sarık değil doğa kanunlarıdır.
Elon Musk iki hafta önce ABD Başkanı Trump’u Epstein partilerine katılmakla suçladı.
Söz konusu partilerin kimi videolarını yayınladılar.
Dans ederken görüntüsü olan başkanın başka videoları var mı bilmiyoruz.
Jeffrey Epstein’in soyadını verdiği (Epstein Partileri) partileri düzenleyen kişi kimdir?
Ve bu partiler nelerdir?
Kısaca…
20 Ocak 1953 Brooklyn, New York doğumlu Jeffrey Epstein, bankacılık ve finans sektörlerinden kazanç elde etmiş bir milyarder.
Aynı zamanda da öğretmen.
Öğretmenliği sırasında aldığı iş teklifinin ardından dört yıl boyunca Bear Stearns isimli bir şirkette çalışmış.
1981 yılında kendi işini yürütmek üzere şirketten ayrılmasıyla zenginleşme süreci başlamış. 1988 yılında ise, net değeri 1 milyar doların üzerinde olan bireylere para yönetimi hizmetleri sunan bir danışmanlık firması olan J. Epstein & Company’yi kurmuş.
Epstein milyaderliğinin yanı sıra son derece varlıklı kişileri, önde gelen politikacıları ve hatta kraliyet ailesini içeren bir sosyal çevre geliştirmesiyle de tanınıyor.
Çevresinde sıradan insan yok.
En az sermayesi olan dahî dolar milyarderi veya üst düzey siyasi.
Hakkında çok sayıda taciz davası bulunan Eipstaine ilk dava 2005 yılında açıldı.
Hem de bu dava küçük çocuklara cinsel taciz davası.
ABD’de bir kadının polise başvurarak 14 yaşındaki üvey kızının kendisinden yaşça büyük bir kız tarafından Epstein’ın malikanesine götürüldüğünü iddia etmesi, neredeyse 20 yıldır dünya kamuoyunun yakından takip ettiği bir çocuk tacizi şebekesi davasının ilk adımı oldu.
FBI’ın da dahil olduğu 11 aylık bu ilk soruşturma olayda adı geçen bazı taciz mağdurlarının 18 yaşından küçük çocuklar olduğunu gösterdi. Epstein, 2008 yılında 18 yaşından küçük bir kişiye fuhuş yaptırmak ve fuhuşa teşvik etmek suçlarını kabul etti
Yani suçunu itiraf etti.
Buna rağmen tekrar cezaevinden tahliye edildi.
Asıl soru şu?
Ne karşılığında cezaevinden tahliye edildi.
Cezaevinden çıktıktan sonra ABD derin yapılarına hangi videoları, görselleri veya dokümanları verdi.
O videolarda kimler vardı.
Sonra ne mi oldu?
Davanın önemli isimlerinden Virginia Roberts Giuffre’nin, 2015 yılında Epstein’ın kendisini henüz 16 yaşındayken çevresindeki kişilerle seks yapmaya zorladığını belirten belgeleri sunmasıyla ise dava seyir değiştirdi. Yeni isimler ve tanıklıklıkların eklendiği dava geniş çaplı bir taciz şebekesini ortaya çıkardı.
Daha sonra bu Epstein tekrar tutuklandı ve cezaevinde kendini asarak intihar etti denildi.
Arşiv tutan Kıbrıslı kumarbazın öldürülmesi hemen öldürülmedi mi dersiniz…
Bu Epstein çetesinin bir adası olduğu bu adada küçük çocukların taciz ve tecavüz edildiği iddiası dünyayı kasıp kavurdu.
Okuyanların kanını donduran bu olaylardan kiminin haberi oldu kimininse olmadı.
Öyle çirkinlik öyle necasetki yazmaya dahi utanılacak eylemler.
Savaş bölgelerinden dahi bu partilere kaçılırılan çocuklar var.
Bebeklerin öldürenlerin o bebeklerin bedeninden faydalanması da ayrı bir ölüm çeşidi.
Ancak burada mesele şu.
Elon denen adamın, Trump denen adamı o partilere katılmış olmakla suçlaması.
Trump denen adamın tüm bunlara rağmen Elon Musk için “İyi adamdır. Onu seviyorum” demesi.
Düşünün biri sizin için “sapık” dese ancak sapıklığınızı ispat edecek kadar eli güçlüyse onun için “iyi adam” dersiniz.
Politik söylemdir.
Düşünmeden edemiyor insan.
Dünyada savaşı bitirmek için yola çıkan Trump’un İran’da çaresiz kalması acaba bu yüzden mi?
Trump’un tutarsız konuşmaları, çaresiz ve aptalca çocuk gibi tavırlarının altında sizce ne yatıyor?
Trump bilmiyor mu İran savaşının ülkesine nelere mal olacağını.
JF Kennedy’yi düşünün.
ABD halkı asla savaşa evet demez.
Ancak bir 11EYLÜL daha yaşarlar değil mi?
O zaman ne olur?
Kurtar bizi Trump.
Anlattıklarım komplo teorisi gibi gözüksede çok uzun tarih bilmeye gerek yok.
Elon Musk’la Trump’un arası neden açıldı diye araştırma yapsanız yeter.
Irak’tan Libya’ya, Tunus’tan Musır’a milyonlarca insanı dini gerekçeler için öldüren ve bunuda dinsel gerekçeyle meşru zemine oturtan bu ırkçı ve dinci emperyalistlerden ve onun küçük firavuncuklarından her şey beklenir.
Ama her şey beklenir.
Bize tahammül edemezler.
Onlar doğruyla kavgalıdır.
Doğru yolda olana selam olsun.
Günün sözü:
Irkçı emperyalizm yumurtasını pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmez.
Profesör Dr. Necmettin Erbakan
The Washington Post
Donald Trump ve Jeffrey
Epstein birlikte parti yaptilar….
31 Tem 2019 – Trump, Epstein ile iliskisinin neden bozuldugunu söylemedi, sadece bunun yaklasik 15 yil önce gerçeklestigini söyledi.
Bu haberde yazdıklarımın komplo teorisi olmadığını doğrular nitelikte.
20 yıla yakın süredir tohum, toprak, bilim diye mücadele ederken şaka yapmıyorduk.
Hedef ülke Türkiye.!!!
Türklerle savaşı kazanmanın tek yolunun da Türklük ruhunu yerle bir etmek olduğunu Siyonizm hepimizden iyi biliyor.
O nedenle Türk ruhuna saldırı.
Siyonizm adına üzgünüm o ruh ölürse insanlık ölür.
Boşuna uğraşmayın.
Zavallısınız.
Paranız olsa da böcek gibi yaşamak zorundasınız.
Dincisiniz.
O nedenle lanetlisiniz.
Bunu ben değil, Mısır’dan sürüldüğünüzün bilimsel kaydı olmayınca Mısırlı aydınları ikna etmek için sığındığınız Kur’an diyor.
Komik adamlar.
Bizim bilimsel savaş bittiğinde, kazma kürek başlar…
Teknik terime, bilimsel cümlelere gerek yok.
Direk kazma kürek.
Ne mutlu Türküm diyene!
İran!
İranlılar bu savaşı kazanmak istiyorsa milli mücadelede “ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” diyen bir komutan, bir lider, bir ruhun altına girip başındaki dinci çeteyi yerle bir etmelidir.
“Ya ben İsrail alırım ya İsrail beni” diyen büyük komutan, fikir adamı ve dehânın ruhuna sahip olmalısınız.
Çanakkale gibi geçilmez kaleniz olmalı.
Gerekirse cephede Giresun uşağının Giresun çakısıyla düşmana saldırdığı gibi Yahudilere saldırıp itibarını korumalıdır.
Aksi taktirde Yahudiler daha çok yatak odanıza girer.
Sıra sizde…
Çünkü İsrailoğulları bilime yatırım yaparken, sizin başınızdaki dinci çete kadının saçı ile uğraşıyordu.
Başka söze gerek var mı?
(Ha bu arada
Siz kapatmaya uğraşırken biz de açmaya uğraştık.
Bizde masum değiliz ama hallettik.
Devleti ele geçirmek için kızlara peruk taktıran çete bizde de vardı.
Neyse….)
Mühendislerin daire numarasına kadar bilip onları hedef alan İsrail (terör devleti) mollalara neden saldırmamış acaba?
Çünkü Yahudilerle Mollalar aynı insanlar.
İkisi de dinci çete.
Olan senin benim gibi garibanlara oluyor.
Çünkü savaşları savaşa gitmeyecek, kolu bacağı kopmayacaklar kurar, savaş istemeyen barış isteyen, adalet isteyen insanlar da ölür.
Çünkü bu insanlar barış zamanı yeterince çalışmamış, iktidarı çeteye teslim etmiştir.
Ders:
Türk Silahlı Kuvvetlerinde insanlık tarihine ufuk açacak çoğu karargahlarda yazılı şöyle bir cümle vardır .
“Barışta ter dökmeyen, savaşta kan döker.”
O ter ise eğitimdir ve bilimdir.
Sadece yanaşık düzen eğitimi değildir.
(Makaleden kısa alıntı)
ACİL
Askeri mahkemeler:
(Askeri suçun adaletinin karar vericisi askeri akademide okumuş hakimlerdir.)
Askeri hastaneler:
(Askeri hastanelerde tedaviyi ancak savaşı bilen hemşire ve doktor yapar.
Öyle kolay değildir bacağı kopan birine bacak dikmek.
Aksi halde hemşire siniri krizi geçirir ağlamaya başlar)
Askeri liseler:
(Türk subayı anasından doğduğu andan itibaren yetişir ve ana babayı sadece vatan bilir.)
Yeniden açılıp bedelli askerlik acilen kaldırılıp, her Türk çocuğuna asgari altı ay gündüz yanaşık düzenden her türlü silahın kullanılması öğretilip, gece de yazılım eğitimi ve yazılımlı silahların kullanılması öğretilmeli.
Gecenin en siyahında da kan uykudan kaldırılıp -20lerde nöbete gönderilmeli.
Her Türk çocuğu ter dökmeli.
Vatanı böyle tanımalı.
Ayrıca askerlik yapmayandan polis de yapılmamalı.
Türk ailesi orduya evladını teslim ederken (eti senin kemiği benim” demeli.
Öyle narin, soğuğu görünce solan çiçek gibi gözüne sürme çeken Türk çocuğu olmaz.
Olsa olsa götlek olur.
Oysa her Türk asker doğar.
Ordunun nüfusu 1-2 milyon değil, 40 milyon silah altına hemen girecek ve her çeşit silahı kullanacak sayıya ulaşmalı.
2004 yılından 2024 yılına kadar bu gidiş iyi değil dedik.
Yol yeni ama zemin bozuk dedik.
Saddam Hüseyin’i kurban etmeyin.
Aslandan kurban olmaz dedik.
Kurban Bayramı arefesinde canlı yayında ülkemizdeki tüm televizyonlarda yayınlanarak kurban verildi.
Şimdi Gazze diye ağlıyorsunuz ama film bitti.
Okul bitince açıldı zihinleriniz.
Aslında açılmadı da paranız bitti.
Peki para neden bitti?
Üretmeden para bastınız enflasyon tetiklendi.
Enflasyonu düşürmek için faizi yükselttiniz?
Yüksek faiz kendi lobisini oluşturdu.
Döviz garantili faiz Ebu Cehil’in bile aklına gelmezdi ama Muhammet diye diye faiz yedirdiniz.
Şimdi herkes üç aşağı beş yukarı faizci oldu.
Para faizcinin eline geçti.
Düşünsenize birkaç milyon, birkaç milyar dolarla döviz garantili faizden para kazanmak için Türkiye’ye gelen çok sevdiğimiz yabancı yatırımcının neler alıp gittiğini ?
Düşünebilen var mı?
Gelinen final.
Ekonomisi bozuk, adaleti tartışmalı, Yahudilerin düşmanı ayağına ticareti en çok Yahudilerle yapan Türkiye.
Ayakkabı numarasına kadar bildiğimiz PKK’lılarla masaya oturan iktidar.
Sayın Süleyman yoksa sen bizi kandırdın mı?
Yok aslında kandırmazsın.
Dağdaki teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz diyen sensin.
Şimdi neden bunlarla masaya oturuyorsun.
Öyle ya…
Biz ne anlarız değil mi ?
Devlet aklı.
He unuttuk o da vardı.
Ama ben artık muhalif değilim.
Sizin aklınıza uymayı düşünüyorum.
Bu saatten sonra ne desek boş.
Kimse Gazze için yardım falan istemesin.
Devlet aklının vardır bir bildiği.
Kimse emekli maaşı ile geçinemiyoruz demesin.
Devlet aklının vardır bir bildiği.
Kimse terörist başı Öcalan’a terörist demesin.
Devlet aklının vardır bir bildiği.
Öyle değil mi?
Ama tavsiye de bulunmak lazım sizlere.
İdare heyetine:
Bazen “dostlarınız” size tavsiyede bulunurlar.
Dostum Putin, Dostum Tramp gibi.!
Baktığınızda akılcıdır.
Ne güzel dost, beni düşünüyor dersiniz.
Değer veriyor ve seviyor dersiniz.
Hava çok ama çok güneşlidir:
“Güneşte dolaşırken başına şemsiye al başına güneş geçmesin” der, dostunuz:
Siz başınıza şemsiye alırsınız ve o da keskin nişancıya derki, “kalabalık içindeki şemsiyeli şahsı hedef al”.
Sizi açık hedef eder.
Kolay lokma olursunuz.
Sizi her eleştiren düşman, her düşünden de dost değildir.
Bunu ben hayatımda tecrübe etmiş biriyim.
Yoksa kolay kolay böyle iddialı sözler söylemem.
Herkes bu örneği özel hayatında süzgeçten geçirsin.
Açılım mı!!!
Açılım halkla olur!!!
Yani halkın olmadığı yerde oligarşi kutsanır.
15- 20 tane köyün sahibi ağa dediğiniz Ahmet Türk denen oligark kutsayıp Kürt çocuğunu işsiz bırakırsan, bugün PKK olan yarın bilmem ne olarak karşımıza çıkıp yine devlete, millete kurşun sıkmaktan çekinmez.
Abdullah Öcalan denen bilmemenin ya da Sırrı denen adamın başını okşayacağınıza, gidin işsiz burnundaki sümüğü çekmekten aciz, babasının ismini dahi bilmediği uykusuz geceleri geçirmek için yaptığı çocuğun başını okşayın.
Açılım ancak öyle olur .
Yoksa bu milletin vebali sırtınızda çeker gidersiniz .
Bu dünyada unutulduğunuz gibi mezarınızda da ters dönersiniz.
Saddam Hüseyin’i kurban vermeyin, Filistin düşer, Suriye düşer, Libya düşer dediğimizde bize etmedik hakaret bırakmadınız.
Dün gece Beyaz Saray’da Trump’u ve Maloni’yi izledik.
Dünyaya yön vermeye çalışan ABD Başkanının kendi merkez bankasına yön verememekten yakındığını gördük.
Yumurtadan giyime her şeyin fiyatını indirdiği, kasasına para doldurduğu halde merkez bankasının (FED) faiz indirime yanaşmadığından yakındığını izledik.
Merkez Bankasının da Trump’ı acımasızca eleştirdiğine de şahit olmuştuk.
Merkez Bankası Başkanının kapısına şafak operasyonu gelir mi?
Gelmez!
Gelemez…
Çünkü ABD’yi Trump değil hukuk idare ediyor.
İran’dan Çin’e, Avrupa’dan Afrika’ya yön ver ve posta koy ama kendi merkez bankana ses çıkarama.!!!
İşte buna hukukun üstünlüğü diyoruz.
Böyle bir ülkeye ölüm gelmez.
Çok bekleriz ABD batacak diye.
Kendi içinde hukuk ve demokrasi olan ülkeye zarar gelmez.
Çünkü kendi içinde demokrasi ve hukuk işliyor.
Ukrayna’yı azarla, Türkiye’den “vermezük” denilen papazı 24 saate yakın sürede apar topar al.
Ama kendi içinde elin kolun bağlansın.
Gördünüz mü demokrasiyi.
Kanun kanundur.
İşte hukukun üstünlüğü böyledir.
Herkes hukuk devletinde bilir ki, bireyleri şeyhler, efendiler, parti başkanları değil hukuk korur.
Eğer öyle olmazsa parası olan hukukun üstün olduğu ülkeye kaçar.
Sana da çöpler kalır.
Eğer gelecek yüzyılda Türkiye’de dünyada söz sahibi olsun istiyorsak lidere, parti başkanına değil hukuka teslim olmak zorundayız.
Eğer öyle bir dersiniz varsa…
NE EKSİK?
-Çocuğum en son okudun kitap ne?
-….bunu okudum baba!
– Bana okuduğun kitaptan bir örnek verir misin en can alıcı cümle neydi?
Burda durduk düşündük ve ben dedim ki sadece okuma bilgiyi hayatla yüzleştir.
“Tamam babam” dedi.
Sözleştik.!!!
Ayrılık cümlesini kurdum telefonda.
-Baban savaştan dönüyor nedir isteğin Ankara’dan.
Her zaman istediği gibi “ucuz bir şeyi” istedi.
—Cici Bebe getir baba.
Gelde ağlama!
Cici Bebe la!
Çok merak ettiğim için soruyorum:
Sizin çocuklarınız sizden ne istiyor da bu kadar çok çalıyorsunuz?
GEÇMİŞ OLSUN!
Hiçbir zavallı tarihe imza atmış bir fikir adamının kızına, yine hiçbir zavallı bir siyasi hareketin liderine tokat atamaz.
Çünkü zavallıdır.!
Arkasına ve kimlerle temas halinde olduğuna, temas halinde olduklarının da kiminle temas halinde olduğuna ve hatta onları da kimin idare ettiğine iyi bakın.