TEK DİN, TEK DÜNYA, TEK DİL…

Yayınlanma Tarihi :
TEK DİN, TEK DÜNYA, TEK DİL…
Yıllarca kendilerini gizlediler.
Dünyada hemen hemen her yerde, kendi okullarında kendilerine itaat edecek liderler yetiştirip, o ülkenin insanına kendi adamlarını seçtirdiler.
Hesapta olmayan seçilince darbe yaptırdılar.
Hatta savaş çıkardılar.
Siz gerçekten bunları halkın seçtiğini mi zannediyorsunuz?
Kumarcılar bilir, kumarda kazanan hep kasadır!
Bu adamlarda iyi kumar oynatır, iyi faiz yer.
Tüm evreni sömürdüler.
Avrupa’yı az, Afrika’yı çok.
Çıkan sese göre halka ekmek atıp tanrıcılık oynadılar.
Gıdadan sanayiye, müzikten sinemaya her şeyi kendi kontrollerine geçirdiler.
Avrupa Orta Doğu’dan ve Afrika’dan daha şanslıydı çünkü, Martin Luther gibi aydınlar Avrupa’da kabul görmüştü oysa bizde, ne İmam-ı Azam, ne Mâturidî gibi bilginler kabul görmedi, göstermediler.
Hala günümüzde kendine “hanefi” diyen bir çok mezhep ekolünün yolcusu İmamı Azam’ı tanımaz, -ki hal böyle olunca bu şeytanlar dinciler vasıtası ile bizi şirk toplumu yaptılar.
Aynı şekilde sözde islam ülkelerinin idarecileri bunların destekleri ile var oldular, halkına zulmettiler, borçlandırıp esir ettiler.
Ettikleri zulüm kadar şaşalı hayat yaşadılar.
Sonuçta ne mi oldu?
Çoğunun parası bunların bankalarında faizle diğer fakirlere borç olarak dönerken, sokaklarla öldürüldü.
Kimi asıldı, kimi kesildi.
Ama hepsi de farkında olmadığı cümle ile ölüyordu…
La ilahe illallah!
(Allah’tan başka ilah yoktur)
Hiçbiri düşünmedi ki:
Evrende Allah’tan başka ilah olmasaydı, (olmadığını kabul etseydik) biz bu durumda olur muyduk!
Hiçbirisi de düşünmedi ki:
Sözle “Allah’tan başka ilah yok” dedikte, eylemle Allah’tan başka tüm ilahlara çalıştık.
Ve şimdi…..
Yavaş yavaş kendilerini açık etmeye başladılar.
Zira şairin dediği gibi:
“Bu evrende şeytanla tanrının savaşının son aşamaşı” galiba.
Dünyayı cehenneme çevirip, ateşte pirzolasını pişirip şarabını içen, bu şeytan eksenine ne zaman dur diyeceğiz.
Efendiler:
Dünya nüfusu 8.000.000.000’dan fazla iken, dünyada sadece otuzbin kişinin dolar milyarderi olduğunu, fakirlerin açlık sınırı hesaplaması yapılırken, zenginlerin doyma sınırının olmadığını biliyor muydunuz?
Dinin adil paylaşım emrinin rafa kaldırılıp, dinciler vasıtası ile fakir halka YOKLUĞA ŞÜKÜR emri verildiğini, islam peygamberinin de bu düzeni yıkmak için geldiğini biliyor muydunuz?
(Dünya malının helalinde hesap, haramında azap varsa -ki öyle, Allah olmayan hangi maldan hesap soracak?
Hesap sorması gereken biri varsa, O da yatağa aç ve susuz giren çocuktur)
Vatikan’ın bütçesinin tüm açları doyuracak kadar güçlü olduğunu, müslümanların ise, din adamı sınıfını yok etmesi gerekirken, Vatikan’a karşı kendi din adamı sınıfını kurduğunu, asıl gayeyi görmediğini biliyor muydunuz?
Kur-an anlaşılırsa bu lanet sistemin çökeceğini, o sebeble Kur-an’ın anlaşılmaması için servet sahiplerinin şeytani zeka ile hedef şaşırttığını biliyor muydunuz?
Uykudan hayırlı olan namazı, müslümanların sadece ritüele soktuğunu, iş bu sebeble uyuduğumuzu biliyor muydunuz?
Sahi şu adamlar elleri ile ne yapıyorlar?
Mısır piramitlerini yapanları, yaptıranları düşünün!
Doğru yolda olana selam olsun.
Basın No: