TÜRMOB Genel Kuruluna Giderken…

Yayınlanma Tarihi :

12-13 Ekim günlerinde TÜRMOB seçimleri yapılacak. TÜRMOB delegeleri önümüzdeki üç yıl kendilerini yönetecek ve mesleği yönlendirecek meslektaşlarını seçecekler. TÜRMOB yönetimi 9 kişiden oluşuyor ve bunun 5 tanesi Yeminli Mali Müşavirlerden seçilmesi gerekiyor. 110 bin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve 5 Bin kadar da Yeminli Mali Müşavir olmak üzere 115 bin kişilik meslektaş arasından seçilecek 9 yönetim kurullu üyesi yanında 3 denetleme ve 5 de disiplin kurulu üyesini seçecek olan 1600’e yakın delege başkanını da yeminli mali müşavirlerden seçmek zorunda.

1989 yılında çıkarılan 3568 sayılı yasa ile düzenlenen mali müşavirlik ve muhasebecilik mesleği geçen bu 30 yıllık sürede bir adım bile ileri gitmemişse kendilerine çağdaş diyen yöneticiler yüzündendir. Çağdaşlar isimleri ile müsemma olmayan bir şekilde meslek örgütlerinin üzerine bela gibi çökmüşler, bir daha da gitmemişlerdir. Değişik türevleri olsa da milletin değerleri ile hiçbir zaman barışık olmayan bu tipler, geldikleri misyon gereği örgütçülüğü çok iyi kullanmışlar ve bulundukları makamları bir daha bırakmamışlardır.

İşin doğrusu her dönem işlerine yarayacak siyasi gelişmeleri çok iyi kullanarak oylarını muhafaza etmeyi bilmişler, seçime katılan çok az sayıda insanın oyunu almayı başararak hem odalarda hem de TÜRMOB’da seçimi kazanarak saltanatlarını sürdürmüşlerdir. Meslektaşların bir kısmı şirketlerde ücretli çalıştığı için mesleğin içinde bulunduğu sorunlardan bihaber olarak siyasi eğilimleri doğrultusunda oyunu kullanmış ve onların bu saltanatlarını sürdürmesine yardımcı olmuşlardır.

Her ne kadar 2008 yılında meslek yasasında yapılan değişiklikle nispi temsil sistemiyasaya sokulmuşsa da demokratik sistemi içselleştirmeyen yöneticiler yüzünden odalarda yönetimlere seçilmek de sadra şifa olmamıştır. Bu kez de başkan, başkan yardımcısı, sekreter ve muhasipten oluşan icra dedikleri oluşum, yönetim kurulunu işlevsiz bırakarak onun görev ve yetkilerini bu organa kullandırtmışlardır. Böylelikle odalarda yapılan iş ve işlemler oy birliği yerine oy çokluğu ile yapılmaya başlanmıştır. Oysa odalar seçilenlerin özel mülkü değildir. Seçilenler, tüm üyeleri temsil etmek yerine siyasi görüşüne uyanları temsil ettiklerini sanma yanılgısına düşmüşlerdir. 

TÜRMOB’da ise işler daha da kötü olmuştur. Mesleğin sadece %4’ünü oluşturan bir grup diğer %96’ının verdiği oylarla ve aidatlarla yönetim erkini işgal etmişlerdir. Başlarda da söylediğimiz gibi 9 kişiden oluşan yönetim kurulunun 5 üyesinin YMM’den oluşması zorunludur. Bu yetmiyormuş gibi genel başkanın da YMM olma zorunluluğu vardır. 3 kişilik denetleme kurulunda ise 1 YMM zorunlu olup kurulun başkanı olması yasa gereğidir. 5 kişilik disiplin kurulunda ise 3 üye YMM olmak zorundadır. Üç YMM’nin olduğu yerde ise başkanın onlardan olması kadar doğal bir şey olamaz. Meslek oligarşisinin en açık görüldüğü bu meslekte tabanı temsil etmeyen bir yapı 30 yıldır devam etmektedir. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir. Diğer mesleklerde olmayan bu uygulama temsilde adalet ilkesinin apaçık ihlalidir. Barolarda başkanın veya yönetim kurulunun uzman hukukçulardan, profesör veya doçentlerden oluşacağına dair bir hüküm yoktur. Tabip odalarında yöneticilerin sahip oldukları ünvanlar zikredilmezken bizim meslekte bunun hangi saiklerle konduğunu bilmiyoruz.

Bu genel kurulun bir başka önemli konusu da geçtiğimiz yıllarda açılan nispi aidatın iptaliiçin açılan ve geçtiğimiz aylarda neticelenen mahkeme konusu olacaktır. Geçtiğimiz yıl gözlerden uzak bir şekilde mecliste yapılması düşünülen düzenleme bizim de müdahalemizle son anda önlenmişti. Nispi aidat iptal edildiğine göre büyük bir gelirden mahrum olan odalar buna bir çare arayışına gireceklerdir. Geçmiş yıllarda alınan nispi aidatların bazı üyeler tarafından iade edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu durum odaların iflası anlamına gelmektedir. Bu konuda bir düzenleme yapılması gerektiği ortadadır. Benim kanaatim 2016 yılına kadar olan nispi aidatlar oda genel kurullarında kararlaştırıldığı için alınmalı, geri kalanlar terkin edilmeli ve üyelere buna göre tebligatlar yapılmalıdır. Yoksa bu kargaşanın altından kimse kalkamaz…

TÜRMOB Genel Kurulunun bir de seçim boyutu var ki o da bundan önemsiz değil, onu da bir başka yazıda irdeleyelim…

Basın No: